Anlatım, her iletişimde olduğu gibi gönderici, alıcı, ileti, kanal ve kod gibi iletişim ögelerinin rol ve işlevlerine göre şekillenir. Anlatımda göndericinin bir amacı ve alıcıya ulaştırmak istediği bir iletisi vardır. Bu ileti farklı kanallarla ve kodlarla alıcıya ulaştırılır. Böylece anlatım gerçekleşmiş olur.
Anlatımda anlatıcının amacını dört maddede toplayabiliriz.
1. Bir şeyi açıklama, bir düşünceyi aydınlatma, okuyucuya bilgi verme (Açıklama)
2. Okurun bir konu üzerinde yerleşmiş duygu, düşünce, davranış ve kanılarını değiştirmeyi amaçlama (Tartışma)
3.Okura izlenim kazandırma. Duyduklarımızı, gördüklerimizi okurun bizimle birlikte duymasını veya görmesini amaçlarız. (Betimleme)
4. Okuru bir olay içinde yaşatma (Öyküleme)
Anlatımlarımızda bu dört ana amaçtan birini ya da birkaçını kullanırız. Anlatıma başlamadan önce kendimize soracağımız “Okur üzerinde nasıl bir etki oluşturmak istiyorum?” sorusuna vereceğimiz cevap bizim anlatımımızı şekillendirecektir.
Bu dört amaç, anlatım biçimini ortaya çıkarmaktadır. Bunlar
Açıklayıcı anlatım
Tartışmacı anlatım
Betimleyici anlatım
Öyküleyici anlatımdır.
Anlatıcının görüş, duyuş, anlayış, anlatıştaki özelliği üslubu oluşturur. Yazar, üslubunu, alıcının yani okurun özelliklerine ve kendi amacına göre belirler.
Bilimsel metinlerde açıklayıcı anlatım görülür. Bu metinlerde nesnel bir anlatım vardır. Anlam açık ve kesindir.
Edebi metinlerde güzellik ön plandadır Betimleyici ve öyküleyici anlatıma yer verilir. Gerçek anlamlı ve daha çok mecaz anlamlı sözcükler kullanılır. İfadeler yoruma açıktır.
Felsefi metinlerde okura bir dünya görüşü kazandırılmaya çalışılır, yerleşik kanılara farklı bir bakış açısı oluşturulmaya çalışılır. Ağırlıklı olrak tartışmacı anlatıma yer verilir.
Eserin özelliğine göre üslup da değişir. Roman, makale, tiyatro gibi türlerde farklı üslup kullanılır.